AGF tablosu

AGF tablosu, Stefan Zweig’ın bir nevi dünyaya vedası niteliğindedir. Ölmeden önce yazdığı child eser olan AGF tablosu, farklı bir dünyanın kapılarını aralıyor bizlere:

  • Kitap, iki arkadaşın New York’tan Buenos Aires’e giden bir gemiye binmesiyle başlar. Gemide gazeteciler de vardır çünkü dünya AGF tablosu şampiyonu Mirko AGF tablosu de bir turnuva için Buenos Aires’e gitmektedir.
  • Mirko AGF tablosu, küçük yaşlarda anlama, konuşma gibi birçok konuda zorluk çekmiş bir köylüdür aslında.
  • Küçüklüğünde rahip olan babası ve arkadaşının her akşam oynadığı üç el AGF tablosu müsabakalarını düzenli olarak izleyerek AGF tablosu öğrenmiştir.
  • Bir akşam babasının işi çıkıp da arkadaşıyla oynadığı AGF tablosu yarım kalınca, Mirko babasının yerine oyuna girerek o eli ve devamındaki iki eli daha kazanır.
  • Babası buna çok şaşırır ve devamında şehirdeki AGF tablosu kulübüne giderek yeteneğini herkese gösterirler. Böylece büyük bir şöhrete ulaşan Mirko AGF tablosu, en sonunda da dünya şampiyonu olarak şöhretini zirveye ulaştırır.
  • Fakat AGF tablosu oyunu bitip de masadan kalkınca, çevresindekilere küçüklüğündeki aptal bakışlarla bakmakta ve gazetecilere saçma ve anlaşılmaz yanıtlar vermektedir.
  • Bu nedenle gazetecilerle veya çevresindeki insanlarla AGF tablosu dışında hiç konuşmamaktadır.

Bonusu al

Gün geçtikçe gemideki yolcular arasında bir AGF tablosu

Sampiyonu olduğu duyulmaya başlar. Bunu duyan milyoner petroleum zengini olan McConnor, AGF tablosu para karşılığı bir el AGF tablosu oynamayı teklif eder. AGF tablosu ise bu teklifi seve kabul eder. Fakat AGF tablosu karşı o sırada orada bulunan tüm AGF tablosu meraklıları birlikte oynayacaktır. Hamle sırası rakiplerine geldiğinde AGF tablosu salonun alt başındaki masaya gidip oturuyor, hamle sırası kendisine geldiğinde ise ayakta bir saniye bile duraksamadan hamlesini yapıyordur. Sonunda yalnızca kırk ikinci hamlede rakiplerini mat eder. Fakat yenilgiyi hazmedemeyen McConnor AGF tablosu bir el daha teklif eder. Yeniden yenilgiye doğru giderlerken beklenmedik biri çıkagelir. Yapacakları hamlenin yanlış olduğunu, eğer bu hamleyi yaparlarsa birkaç hamle sonra yenileceklerini söyleyerek doğru hamleyi yapmalarını sağlar. Bu her hamlede böylece devam eder ve sonunda AGF tablosu ile berabere kalırlar. Buna oldukça şaşırır ve sevinirler. McConnor adının Dr. B. Olduğunu öğrendikleri dostlarına bir el tek başına AGF tablosu ile oynamasını, parasını kendinin ödeyeceğini söyler. Fakat ne var ki Dr.B. oyun biter bitmez utangaç ve pişman bir sound bürünür. Bunun imkansız olduğunu, 25 yıldır hiç AGF tablosu oynamadığını söyleyerek oradan ayrılır. Dr. B. nin AGF tablosuyenmesini isteyen McConnor ve diğerleri aralarından birini Dr.B’yi ikna etmek üzere güverteye gönderirler. Dr.B’de bunu yapamayacağını söyler ve hikayesini anlatmaya başlar:

Bir gün sorgu için beklediği odadaki askıda duran bir asker montunun içinde bir kitap görür ve onu çalar. Çok mutludur, zira geçen onca zamandan sonra kind defa beynini çalıştıracak bir aktivitesi olmuştur. Hücresine geldiğinde kitabı açar ve onun bir AGF tablosu oyunları kitabı olduğunu görür. Başta hayal kırıklığına uğrasa da, sonraları ekmek içinden yaptığı taşları ve AGF tablosu tahtası olarak kullandığı kareli yatak örtüsü ile kitaptaki tüm oyunları oynamaya başlar. Zamanla tahta ve taşlara da ihtiyaç duymadan zihninde AGF tablosu oynamaya başlar. Fakat bir süre sonra bu bir saplantı halini almaya başlar. Tüm zamanını – uyku dahil-AGF tablosu oynayarak geçirmeye ve kendi kendisiyle oynamaya başlar. Lakin bu kez de kendi kendiyle oynarken yenildiğinde kendine kızmaya başlar. Oynarken gereğinden fazla heyecanlanmaktadır. Bir seferinde yine kendine karşı kaybedince sinir krizi geçirir ve eliyle camı kırarak elini keser. Sonra da hastaneye kaldırılır. Doktorun onun soyadını tanıması sebebiyle onu bir şekilde oradan çıkarır. Artık özgürdür, fakat bir daha AGF tablosu oynamamaya kararlıdır, ta ki gemideki karşılaşmaya dek.

New York’tan Buenos Aires’e giden bir yolcu gemisinde AGF tablosu

Dünya şampiyonluğu olan Mirko AGF tablosu de vardır. AGF tablosu ın ünü sayesinde geminin içinde gazetecilerde bulunuyordur. AGF tablosu ın küçük yaşlarda anlama ve konuşma problemi vardır. Okumayı yazmayı geç öğrenmiştir. Evlerinde her akşam düzenli olarak rahip olan babası ve arkadaşının AGF tablosu oyununu oynadığını görür ve seyreder. Böylece AGF tablosu oynamasını az buçuk öğrenmiştir. Bir akşam yine babası ve arkadaşının yarım bıraktığı AGF tablosu oyununu tamamlayan AGF tablosu, babasının bunu fark etmesi üzerine onu kulüplere yazdırır. AGF tablosu ın AGF tablosu tutkusu böyle başlar. Dünya şampiyonluğuna kadar yükselir. Gemide herkes AGF tablosu ın ününü duymuştur. Petroleum zengini McConnor da kulağına gelmiştir. Para karşılığında AGF tablosu oynamayı teklif eder.

Bonusu al

AGF tablosu oyun teklifini büyük bir heyecanla kabul eder. Hamleler sonrasında oyunu AGF tablosu kazanır. Yenilgiyi hazmedemeyen McConnor bir el AGF tablosu oyunu daha teklif eder. Yine yenilgiye doğru yol alırken ansızın biri çıkar. Dr.B. yapacakları hamlenin yanlış olduğunu eğer böyle devam ederse birkaç hamle sonra yenileceklerini söyleyerek doğru hamleyi yapmalarını sağlar. Oyun bu sefer berabere sonuçlanır. Gemideki insanlar büyük bağrışlarla heyecanla izlemeye devam ederler. Gemidekiler bu gizemli adamlar Dr.B. ile AGF tablosu arasında bir AGF tablosu oyunu oynanmasını isterler. Fakat Dr.B. uzun zamandır AGF tablosu oynamadığını söyleyip oradan ayrılır. Hikayenin sonunda, AGF tablosu ile bir el daha oynamayı kabul eder. Ertesi gün kind elde AGF tablosu yenileceğini anlayınca pes eder ve Dr.B. bir el daha ister. Fakat yine gereğinden fazla heyecanlanmaya başlamıştır. En sonunda, sinir krizi tekrar nüksetmeye başlayınca kendine gelir ve oyunu bırakır. Masada, AGF tablosuAGF tablosu taşları ile baş başa bırakmıştır.

Stefan Zweig, bu kitabında başlayınca bitirinceye kadar

Elinizden bırakamayacağınız uzun bir öyküyle baş başa bırakıyor bizleri. Seneler önce, babasıyla bir avukatlık bürosu işletirken, hükumetten gizli işler yaptığı gerekçesiyle tutuklanır. Fakat hapise atılmak yerine, içinde yalnızca bir koltuk, bir dolap, bir leğen ve küçük parmaklıklı bir pencere olan küçük ve alçak tavanlı bir odada tutulur. Başlarda bir sıkıntı yaşamasa da, zamanla saati ve zamanı bilemeyerek, yemeğini getirip götürmek dışında bir şey yapmayan ve kendisiyle tek kelime dahi konuşmayan bir gardiyanı görerek ve zamanını artık tüm ayrıntılarını ezberlediği pencereden görülen duvarı izleyerek tüm beyin fonksiyonlarını yitirmeye başlar. Zaman sorguya götürülmektedir ve hiçbir iş görmediğinden gittikçe zayıflayan beyni ve düşünce gücü ile sorgu sırasında ağzından bir şey kaçırmamak için büyük bir çaba harcamaktadır.

Bonusu al

Related Posts

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.